400 SAHTE PROFESÖR VE DOÇENT İDDİASI ORTALIĞI KARIŞTIRDI
Türkiye’de akademik camia çalkalanıyor! 23. Dönem Hatay Milletvekili ve akademisyen Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün gündeme getirdiği skandal iddialar, yükseköğretim sistemine duyulan güveni sarsacak nitelikte. Öztürk’ün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalara göre, yaklaşık 400 kişi sahte diplomalarla profesör ve doçent unvanları alarak üniversitelerde görev yapıyor.
E-İMZA KOPYALANDI, SAHTE DİPLOMALAR DAĞITILDI
Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün aktardığına göre, Ankara merkezli bir çete tarafından kamu görevlilerinin e-imzaları kopyalanarak sahte diplomalar düzenlendi. Bu belgelerle YÖK sistemine (YÖKSİS) usulsüz kayıtlar yapıldı, başarısız sınav sonuçları değiştirildi ve hatta 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden kişilerin diplomaları bile kullanıldı.
Öztürk, çetenin ifşasına rağmen üniversitelerdeki bağlantıların hâlâ ortaya çıkarılmadığını vurgulayarak, “Bu sahte akademisyenlerin isimleri neden hâlâ açıklanmıyor? Aralarında rektör, dekan olan da var mı?” diye sordu.
65 KİŞİLİK ÇETE HAKKINDA İDDİANAME TAMAMLANDI
Soruşturma kapsamında 65 sanık hakkında iddianame hazırlanırken, bu kişilerin yalnızca diploma değil; sahte hâkim, savcı, asker ve polis kimlikleri, sağlık raporları ve hatta hamilelik belgeleri dahi ürettiği öğrenildi. Sanıkların, 7 yıldır bu faaliyetleri sürdürdüğü ve lisans diplomasının 50 bin TL’ye satıldığı tespit edildi.
YETKİLİLERDEN SES YOK!
Mustafa Öztürk’ün kamuoyunu sarsan açıklamalarına rağmen, yetkili kurumlardan henüz herhangi bir resmi açıklama veya yalanlama gelmiş değil. Bu sessizlik, akademik camiada tedirginliği artırırken, kamuoyunun beklentisi net: “Bu kişiler hâlâ görevde mi?”
SKANDALIN MERKEZİNDE HANGİ ÜNİVERSİTELER VAR?
İddialara göre en çok tercih edilen üniversiteler arasında Anadolu Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi yer alıyor. Ancak bu üniversitelerden henüz konuyla ilgili bir açıklama yapılmış değil.
TOPLUMUN HER KATMANINA UZANAN SAHTEKÂRLIK ZİNCİRİ
Söz konusu yapılanmanın yalnızca akademiyle sınırlı olmadığı belirtiliyor. Çete üyelerinden birinin ifadesine göre, bazı başvuranlar yalnızca statü ya da terfi amacıyla sahte belge temin ediyor. Bu belgelerin bazılarıyla kamu kurumlarına atanma, akademik terfi alma, hatta sahte avukatlık yapılması gibi ciddi sonuçlara yol açtığı belirtiliyor.
Bu skandal, yalnızca akademik sistemi değil, kamu güvenliğini, yargı bağımsızlığını ve devlet kurumlarının işleyişini de tehdit ediyor. Toplumun her kesimi, bu karanlık tablonun tüm boyutlarıyla aydınlatılmasını bekliyor.